9 Temmuz 2019 Salı

derdim ne

içgüveysi koşullar neticesinde
bir bilgisayar ekranı komşum
ve olmayan kimselere dahil gibiyim.

saat üçü gösteriyor
basık bir havası var dört duvar oluşu bir yana
bu oda, her köşesi: bengiller.

anlatacağım dilime vurmuyor
egomun nasıl bir cinayete kurban gittiği
tüm sevgim ve sadakatimle
üstüne sıçılan
ölüsü bile huzursuz
kırlangıçlar ötüşüyor anlamsız minvalde
ne ara dahil oldular?

hiçbir zaman helak aromalı yıkılmadım
zaten kibrit çakan adama borçlu kalıyorsun.
siktiğimin derdim ne dünyasında?

her şey olurdu bir nebze
inanırdım gibi:
avucumun içindeyken yüzün
o yollar çoktan arşınt ve kaybedildi.
artık esirgenmemiş çocuklara emanet:
panayırlar,
yürüyüşler düşünsün.
aşkın sevginin senden benden çıkıp
gelişinin, gidişinin kaça olduğunu.

gözlerimi yumuyorum yatakta,
o an daha katoliği yok,
budist kadar; zerdüşt kadar.
neye ne kadar inanılırsa o kadar aura.
sonra sönüyorum inandıklarımla tepilmiş.
o an daha yok,
tanrı.
aşk, sadakat, şefkat, anlayış.
sen, biz.

her şey gelip geçiyor ama
insan kendini ağı ağı kusuyor.
zerrece düşünmedim,
düşünsem ne yazardı
bana dair her şeyin öldüğü bu hayat
sonunda beni de alır
biliyorum, kendi ellerime bağlanmış bu
incecik iplik koptu kopacak

kollarım ağrıyor, sigaradandır.